Sivilce tedavisi ve akne nedir?
Halk arasında sivilce tedavisi olarak adlandırılan deri hastalığının tıptaki adı; “akne vulgaris“tir. Akne hayatı tehdit eden bir hastalık olmamasına rağmen; lezyonların sıklıkla, vücudun görünen bölgelerine yerleşmesi nedeniyle depresyon, sosyal fobi gibi psikiyatrik sorunlara yol açabilmektedir. Bu nedenle hastalığa dikkatli bir yaklaşım gerekmektedir.
Kıl folikülüne yerleşmiş kabarıklıklar, komedonlar (siyah noktalar), şiddetli olgularda yangısal olabilen kabarıklıklar, içi iltihaplı lezyonlar, nodüller ve kistler akne belirtileri arasındadır. Akne vulgarise bağlı belirtiler en çok, deride yağ bezlerinin yoğun olduğu yüz, gövde üst bölümü ve sırtta ortaya çıkar.
Akne nasıl oluşur?
Akne; birden çok faktörün etkisi altında geliştiği düşünülen, çeşitli deri lezyonları ile kendini gösteren kronik bir hastalıktır. Akneyi oluşturan faktörlerin en önemlisi aşırı sebum (yağ salgısı) üretimidir. Derimizdeki gözeneklere açılan yağ bezleri bulunmaktadır. Bunların yapısı kimilerinde daha büyük ve aktif iken kimi kişilerde de daha küçüktür. Daha fazla sebum üretildiğinde gözenekler tıkanır ve halk arasında siyah nokta olarak bilinen komedonlar oluşur. Bazen bu komedonların üzeri deri ile kaplıdır. Bu durumda kapalı komedon olarak adlandırılırlar. Bu içeriğin mikroorganizmalar ile enfekte olması ile yangı, yani akne oluşur. Yağ bezinin çalışmasını etkileyen en önemli faktör hormonlardır. Bu sebeple ergenlikte, adet kanamsı öncesinde, yumurtalık kisleri olanlarda yağ üretimin artması ile daha çok akne oluşur. Son yıllarda etyolojide rol oynadığı saptanan önemli faktörlerden biri de follikül duvarındaki hücrelerin diskeratinizasyonu yani bozuk üretimidir.
Sivilce tedavisi nasıl uygulanır?
Klinik olarak akne hafif, orta veya şiddetli olabilir. Sivilce tedavisi uygulanırken hastalığın şiddeti, hastanın yaşı, psikolojik olarak etkilenme durumu, geçmişte bir tedavi aldıysa bunlara yanıtı yanıtı gibi faktörler değerlendirilir. Hasta hormonal akne olasılığına karşı sorgulanır ve gerekirse hormon testleri istenir. Tüm bunların sonucu ile tedavi planı yapılır. İster ağızdan hap tedavisi, ister lokal tedavi olsun ortalama 4-6 ay süre ile takibe devam edilir. Dermokozmetik ürüler ile tedavi desteklenebilir. Tek başına bu ürünlerin kullanımı ile yanıt alınması zordur. Çünkü akne pilasebase ünitenin inflamatuar hastalığındır ve öncelikle doktorun önerdiği tedavilerin kullanılması uygundur. Hastalara ek bir diyet önerilmez ancak kalın makyajlar, uygun olmayan nemlendiriciler, aşırı terleme ve güneş ışınlarının arttırabileceği uyarısı yapılır.
Akne lezyonların önemli kısmı leke veya kalıcı bir iz oluşturmadan iyileşebilmektedir. Ancak derin yereleşim gösteren bazı akneler, kalıcı iz bırakabilirler. Akneyi sıkmak ve oynamak iz olasılığını arttırır. Erken tedavi ile iz kalma riski azaltılabilir. İz kalma riski olanlarda veya pembe-kahverengi leke şeklindeki izlerde tedaviye mikroiğneleme eklenebilir. Yine açık ve kapalı komedonu olan vakalarda tedavi öncesi veya tedavi ile birlikte çeşitli peelingler yapılması iyileşme sürecini kısaltabilir. Kapalı komedonların (beyaz küçük kabarıklıkların) çok olduğu hastalarda küçük iğne koterler ile komedon tepesi açılabilir.
Akne izinde kullandığımız yöntemler izin derinliğine, yaygınlığına, hastanın deri rengine göre değişiklik gösterir. Hastaya hangisinin uygun olduğuna birlikte karar verilir. İğneli radyofrenkans, Fraksiyonel lazerler, ve mikroiğneleme (dermapen) sık kullandığımız yöntemlerdir.